
Her 10 Kasım sabahı, içimde tarifi zor bir duygu belirir. Atatürk’ü kaybettiğimiz bu günde, onu anarken hissettiğim minnet, gurur ve hüzün iç içe geçer. Yalnızca bir lideri değil; bir ülkenin kaderini değiştiren, hepimizin hayatına dokunan bir önderi kaybetmenin burukluğu yaşanır.
Atatürk’ün hayatı, vizyonu ve başardıkları, günümüz Türkiye’sine kadar uzanan bir miras. Onun, “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü hala rehberimiz.
Bu sözü düşündükçe, geleceğe dair umutlarım tazelenir; çünkü o, ülkemizin aydınlık yarınlarını bilimin, aklın ve eğitimin üzerine kurmak istiyordu. Bugün, bize bıraktığı bu hedefe doğru ilerlerken onun izinde yürümek, hepimiz için büyük bir sorumluluk.
10 Kasım, yalnızca geçmişe özlem duymak değil; Atatürk’ün hayalini kurduğu çağdaş, özgür ve güçlü Türkiye’yi inşa etme yolunda bize düşen görevleri hatırlamak demek. Onun mirasını yaşatmak için bir ulus olarak sorumluluğumuzu yerine getirmek zorundayız. Atatürk’ü her
10 Kasım’da saygı ve özlemle anarken, aynı zamanda onun bıraktığı değerlere sıkı sıkıya sarılmalıyız. Bu, ona olan en büyük borcumuzdur.
Bugün bir kez daha içtenlikle ona teşekkür ediyor, minnet ve saygıyla anıyorum.

YAPI KREDİ BANKASI BANKACILIK ÜSSÜ
10 KASIM ANMA TÖRENİ