Adaletli bir toplum inşa etmek için bazı temel değerler vazgeçilmezdir. Bu değerler hem bireylerin hem de kurumların davranışlarını şekillendirerek toplumsal dengeyi sağlar. Adaletli bir toplum, bireylerin sadece yasal haklarını değil, insan onurunu da gözeten bir yaşam alanı sunar. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında aranan bir olgu değildir. O, her gün sokakta yürürken , sıraya girerken , biriyle konuşurken hatta hiç tanımadığımız birinin hakkını savunurken de ortaya çıkar.
Adaletli bir toplum için hangi değerler gerçekten olmazsa olmaz ?

EŞİTLİK :
Her bireyin hukuken ve toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olması , adaletintemelini oluşturur. Ayrımcılığın önlenmesi bu ilkenin gereğidir. Irk, cinsiyet, inanç ya da sosyoekonomik durum gözetmeksizin herkesin aynı haklara sahip olması , toplumsal barışın ön koşuludur.
HAK VE ÖZGÜRLÜKLER :
Düşünce , ifade , din, inanç , eğitim gibi temel hak ve özgürlüklerin korunması, bireylerin kendilerini güvende hissetmesini ve özgürce yaşamalarını sağlar.
EMPATİ :
Toplumsal huzurun sağlanması için bireylerin birbirini anlamaya çalışması, farklılıkları saygıyla karşılaması gerekir. Başkasının yerine kendimizi koyabildiğimizde sadece adil değil , insan oluruz.
SORUMLULUK :
Hem bireylerin hem de yöneticilerin , kararlarının ve eylemlerinin sonuçlarını üstlenmeleri adil bir düzen için şarttır. Yaptığımız herşeyin bir sonucu var. Konuşmalarımız , sessizliklerimiz , tercih ettiğimiz taraflar…Sorumluluk almadan birşeyleri değiştiremeyiz. Adil bir toplum, “ benimle ilgisi yok” demeyen insanların omuzlarında yükselir.
ŞEFFAFLIK VE DÜRÜSTLÜK :
Kamu kurumlarının hesap verebilir ve denetlenebilir olması, adalete güveni arttırır. Bazen doğruyu söylemek zor, hele ki bedeli varsa. Ama gizlenmiş gerçekler , üstü örtülmüş adaletsizliklerden daha çok zarar verir. Güvenin olduğu yerde adalet yeşerir, güven ise şeffaflık ve dürüstlükle başlar. Dürüstlüğün olmadığı yerde insanlar birbirinden uzaklaşır, adalet de arada kaybolur.
HOŞGÖRÜ VE SAYGI :
Farklı yaşam tarzlarına , düşüncelere ve inançlara saygı göstermek , toplumsal çatışmaları azaltır ve adil bir yaşam alanı yaratır. Herkesin bizim gibi düşünmediğini kabul etmek zor olabilir ama şarttır.
DAYANIŞMA :
Toplumda yardımlaşma kültürünün gelişmesi, adaletsizliklerin giderilmesinde önemli bir rol oynar. Dayanışma kültürü, toplumun zayıf halkalarını güçlendirerek bütünlüğü sağlar.
Adaletli bir toplum, kanunların yanında vicdanın da yol göstericiliğiyle şekillenir.
Bu değerler , her bireyin günlük hayatında yaşayarak yaydığı , küçük ama etkili adımlarla büyür. Belki bir selam, belki bir yardım eli, belki de sadece içten gelen bir “ BU DOĞRU DEĞİL “ demekle…
Hukuk ve adalet , bir gün hepimize lazım olacak en anlamlı yapı taşlarıdır.

