Okumak istediğim kitaplar arasında öne çıkanlardan biri Adnan Güriz’in “Hukukun Felsefesi” oldu . Hukukçu değilim . Ama hukuk bana hiç uzak bir konu da olmadı ; çünkü babam hukukçuydu. Evde zaman zaman duyduğum kavramlar – hak, adalet , mahkeme, vicdan – hep aklımın bir köşesine yerleşti.
Kitabı okudukça, hukuk felsefesinin temel taşlarından biri olan iki kavramla karşılaştım: doğal hukuk ve pozitif hukuk. Bu iki yaklaşım, hukukun kaynağı ve anlamı üzerine oldukça farklı bakış açıları sunuyordu.
Doğal hukuk , insanın doğası , aklı ve vicdanına dayanan bir anlayıştır; yazılı olmasa da geçerli kabul edilen evrensel kurallar bütünüdür. Buna karşılık pozitif hukuk , belirli bir toplumda geçerli olan , devletin koyduğu ve uyguladığı yazılı hukuk kurallarıdır.
Adnan Güriz kitabında şöyle der : “ Hukukun ne olduğu sorusu , aynı zamanda ne olması gerektiği sorusunu da içerir . Bu nedenle , hukuk sadece mevcut kuralları değil , olması gereken değerleri de tartışmalıdır. “
Yani hukuk yalnızca yazılı olan mıdır , yoksa insanın iç sesiyle vicdanıyla örtüşmeyen bir yasa yine de hukuk sayılır mı ?
Bu sorunun temeli , doğal hukuk ile pozitif hukuk arasındaki felsefi gerilimde yattığını öğrendim.
Bazı durumlarda pozitif hukuk işlerken , adalet duygusunun yara aldığını görüyoruz. Anladım ki ; pozitif hukuk olarak çıkarılan kurallar , kamu düzenini gerekçe gösterse de, doğal hukukun temel taşlarından biri olan bireysel özgürlükle çelişebiliyor. Bu noktada , sadece yazılı kanunlara bağlı kalmak yeterli değil . Vicdan , insan hakları ve etik değerler de devreye girmeli.
Adalet arayışı, sadece mahkeme salonlarında değil, gündelik hayatlarımızda , seçimlerimizde ve vicdanlarımızda başlar. Hukukun felsefesi ise , bu arayışa düşünsel bir derinlik kazandırıyor.

Eğer bugün adaleti daha çok konuşuyorsak , belki de onu daha çok düşünmemiz gereken bir zamandayız.
” Hukuk , sadece yazılı kurallar bütünü değildir ; aynı zamanda ahlaki bir idealin peşinde koşan bir değer sistemidir. “ Adnan Güriz, Hukukun Felsefesi
Güriz’in söylediği gibi, hukuk aynı zamanda bir değer meselesidir. Bu yüzden hukuk sadece yazılı olanı değil, doğru olanı da arar. Belki de en gerçek hukuk, insanın içinden gelen adalet duygusudur.


