Skip links

İbn-i Haldun : Hayatı , Toplum ve Ekonomi Anlayışı

İbn- i Haldun’un adını sıkça duyardım ama hakkında gerçek bir fikrim yoktu. Merak edip araştırdım ve okudukça onun hem hayatının hem de düşüncelerinin ne kadar ilginç olduğunu gördüm. Deneyimleri ve gözlemleri , yüzyıllar önce yaşamış olmasına rağmen bugün bile geçerliydi.

Hayatı Kısaca

Okuduklarıma göre İbn- i Haldun , 1332 yılında Tunus ‘ta doğmuş. Eğitimini iyi bir şekilde almış ; Kur’an , fıkıh , Arap dili, mantık ve felsefe öğrenmiş. Genç yaşta devlet görevlerinde bulunmuş ve Kuzey Afrika ‘da farklı devletlerde çeşitli görevler üstlenmiş. Vezirlikten katipliğe kadar pek çok görevi olmuş, ama siyasetteki çekişmeler ve entrikalar nedeniyle sık sık görevden alınmış veya sürgüne gönderilmiş.

Hayatının en verimli dönemi , siyasetten uzaklaşıp yazmaya zaman ayırdığı yıllarmış. 1375 ‘te Cezayir’de bir kaleye çekilmiş ve en ünlü eseri Mukaddime’yi burada yazmış. İbn Haldun ‘un Mukaddime’si , sadece geçmişi anlatan bir eser değildir. O , tarihe “ neden ve nasıl “ sorularıyla yaklaşır. Toplumların doğuşunu , yükselişini ve çöküşünü açıklamaya çalışır. Mısır’a giderek dersler vermiş ve yaşamının son yıllarını burada geçirmiş. 1406 yılında Kahire’de vefat etmiş.

Mukaddime ve Ümran Bilimi

İbn-i Haldun’un en önemli eseri Mukaddime’dir. Aslında büyük bir tarih kitabının giriş bölümü olarak yazılmıştır, ancak zamanla kendi başına bir eser haline gelmiş. İbn-i Haldun burada “ ümran ilmi “ adını verdiği yeni bir bilim ortaya koyar. Bu kavramı, günümüzde “ sosyolojinin temeli” olarak görebiliriz. Ümran , toplumların doğuşunu , yükselişini ve çöküşünü inceleyen bir bakış açısıdır.

Toplum Hakkındaki Düşünceleri

İbn- i Haldun’a göre toplumlar bir döngü içinde yaşar. Topluluklar , “ asabiyet “ dediği dayanışma ve birlik duygusuyla güçlenir. Bir grup insan bu güç sayesinde ayakta kalır, zamanla büyür ve devlet kurar. Ancak birlik duygusu zayıfladığında toplumlar çözülmeye başlar. Yeni nesiller mücadele etmeden , rahat bir düzen içinde büyür; lüks ve iç çekişmeler toplumu yavaş yavaş zayıflatır. Bu döngü , tarih boyunca tekrar eder. Onun en bilinen sözlerinden biri de “ Coğrafya kaderdir. “ Bu düşünceye göre insanların yaşam biçimleri , alışkanlıkları ve hatta devletlerin gücü büyük ölçüde bulundukları coğrafyaya bağlıdır. Çölün insanı farklı , verimli topraklarda yaşayan insan farklı bir hayat sürer. Yani toplumların gelişimini anlamak için coğrafyayı da dikkate almak gerekir.

Ekonomi Anlayışı ve Bugüne Yansımaları

İbn- i Haldun ‘un ekonomi üzerine söyledikleri de dikkat çekici . Vergiler arttıkça üretim azalır, üretim azaldıkça devletin geliri düşer. Yani yüksek vergi her zaman daha çok kazanç anlamına gelmez; uzun vadede hem toplum hem devlet zarar görür. Üretimin azaldığı , insanların yüksek vergi yükü altında ezildiği bir yerde refahın artması kolay değil.

Okudukça şunu düşündüm : İnsan ve toplumun temel ihtiyaçları çok da değişmiyor. Zaman farklı olsa da sorunlar benzer kalıyor. Bazen bugünü anlamak için en eski düşünürlere kulak vermek gerekiyor.